MLPD Merkez Komitesinin Aҫıklaması
Antikomünizme fırsat verme! MLPD’ye karşı yürütülen kampanyaya son! İlerici toplumsal hareketler ancak saflarındaki antikomünist bölücülere karşı çıktıkça güç kazanır!
İlerici toplumsal hareketler ancak saflarındaki antikomünist bölücülere karşı çıktıkça güç kazanır!
1. Göze çarpan bir toplumsal kutuplaşmaya tanık olmaktayız. Burjuva politikası derin bir güven bunalımına düşmüş durumdadır. 2015 yılından beri kitlelerin ruh halinde ilerici bir değişim gelişmektedir. Sınıf bilinci, çevre bilinci, enternasyonalist ve kadın bilinci geniş kapsamda uyanmaktadır. Fakat aynı zamanda toplum içindeki politikada da sağa doğru gelişme eğilimi artmıştır. Sağa gelişme eğilimi hükümetten ve burjuva partilerinden kaynaklı olup, artık medya ve kültür sektörünün bazı kısımlarını da kapsamaktadır. Bu temelde AfD partisi, İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya tarihinde ilk defa olarak, kayda değer bir ölçüde faşizan “halkçı” düşünceler savunan bir kitle tabanını kazanabilmiştir. Emperyalist dünya sistemi krize yatkın bir biçimde gelişmektedir. Bu ortam içinde kitlelerin hem köklü toplumsal değişimlere hem de marksist-leninistlere olan ilgisi – ve kabulü – artmaktadır.
2. MLPD ve onunla birlikte “Internationalistisches Bündnis” – Enternasyonalist Birlik – sağcı gelişmelere, faşizme ve savaşa karşı birleşik cephe oluşturarak sağcı gelişmelere karşı mücadelede güçlenmektedir. Nerede önemli eylem yürütülürse yürütülsün MLPD’nin gözden kaçırılmaz yeri ve katkısı vardır, yol gösterir, mücadeleye perspektif verir. Televizyon kanalı n-tv, Ekim 2019’da MLPD üzerine yayınladığı haber yayınına “Her yerde onlar da var” başlığını veriyordu. MLPD, ruh halinin ilerici değişimi içinde devrimci kanadı temsil etmektedir; işletmelerde, fabrikalarda, sendikalarda kök salmıştır. Eğilip bükülmediğini ve gücünü ispat etmiş, işçi ve halk hareketi içindeki mücadele verme ve örgütleme gücünü kanıtlalayıp ne kadar çok kök saldığını göstermiştir.
3. Bütün bunlar egemen güçleri – kapitalist birliklerini ve tekelleri, başta İçişleri Bakanı Horst Seehofer olmak üzere hükümeti, burjuva partilerini, gizli servisleri – çok tedirgin etmektedir. Onlar 2018 yılında amacı MLPD’nin bastırılması olan bir antikomünist kampanya başlattılar. MLPD’nin banka hesapları kapatılmakta, kamuoyuna açık etkinlik salonları kapatılmakta veya kullanılması yasaklanmakta, festival ve konserleri önlemek için polis harekete geçirilerek saldırılar düzenlenmektedir. Partinin önde gelen temsilcileri ölüm tehditleri almaktadır ya da – MLPD’nin Revolutionärer Weg adlı teorik organının yazı kurulu başkanı Stefan Engel’in yaşadığı gibi – “toplumu tehlike içine sokan kişi” (“Gefährder”) ilan edilmektedir.
4. Bu senaryonun “fon müziği”, antikomünizmdir. Halen egemen olan modern antikomünizm kendini ilericiymiş gibi satar – oysa “stalinizm” veya “maoizm” v.b. düşmanca terimlerle Sovyetler Birliği’nde ve Mao Zedung döneminde Çin Halk Cumhuriyeti’nde inşa edilen sosyalizme karşı kışkırtma yapar. Bu antikomünist propagandanın genel amacı marksizm-leninizmin ve MLPD’nin itibarını zedelemektir. Bu tür antikomünizm özellikle burjuva partileri ve NGO’ler üzerinden artık tüm toplumsal hareketlere sızmıştır. Modern antikomünizm ise, sağ hükümetlerin ve AfD ve faşistler gibi güçlerin giderek yaydığı açıkça saldırgan antikomünizme kapı açmış, onu toplumda kabul edilebilir hale getirmiştir. Çünkü bütün antikomünizm türleri, bilimsel sosyalizme ve onun dünya görüşüne saldırmak, çamur atmak, baskı yapmak, onu tasfiye etmek çabasında hemfikirdir. Burjuva politikasının ve küçük-burjuva güçlerin antikomünizm yönünde baş hamlelerini marksist-leninistlere yöneltmesi, politikanın sağcı gelişmesine zemin sunmuş ve onu sürekli kamçılamaktadır. Antikomünizm, sağcı politikacılar ile faşizan güçlerin hareket tarzlarını meşrulaştırarak, insanları politikanın sağcı gelişmesine ve faşizan güçlere karşı yürüttükleri mücadelede silahsız bırakır.
5. Antikomünizmin MLPD’yi bastırma girişimleri başarısız kalmaktadır. Aynı şekilde Federal Kriminal Dairesi BKA’nın, CDU ve benzeri güçlerin yeni polis yasalarına v.b. gelişmelere karşı örgütlenen eylem birliklerinden MLPD’nin dışlanmasını talep ederek baskı yapma kalkışmaları da başarısız kalmaktadır. MLPD giderek daha çok gündem konusu olmakta, kendi hak ve özgürlüklerini büyük ölçüde gerçekleştirmektedir. Özellikle antikomünizmin saldırılarına karşı boyun eğmemektedir. Tam aksine, sosyalizm için propaganda yapıp, sosyalizmin getirdiği kazanımları savunmaktadır. Aynı zamanda MLPD, sosyalizm inşasında ortaya çıkan sorunların, bir de onun adına yapılan hataların ve ağır suçların incelenip aşılması konusuna büyük ilgi gösterir. Ancak Almanya’da çoktandır resmi din haline gelen antikomünizm, sosyalizm üzerine konuşma ve tartışmalara imkan vermemek anlamına gelir. Sosyalizmin karalanması herkesçe kabul edilen bir şey olmalı, üzerinde her türlü serbestçe tartışma ise eşi görülmedik tabu yıkılışı sayılmak istenmektedir. Tek istisna, sosyalizm üzerine tartışanlar, SPD’li Kevin Kühnert veya Sol Parti’den Bodo Ramelow’nun yaptıkları gibi, “sosyalizm” deyince çabucak “kapitalizm çerçevesinde reformlar kastettiklerini” belirtirlerse. Ki bunların sosyalizmle hiçbir ilgisi yoktur.
6. Her şeye rağmen MLPD’nin toplumsal hareketlerden tecridini gerçekleştirmek isteyen egemen güçler 2018 yılı ortasından bu yana tüm toplumu kapsayan yeni bir tasfiyeciliği teşvik edip ulusal düzeyde koordine etmektedirler. MLPD’nin eş zamanlı olarak değişik eylem birliklerinden tıpatıp aynı gerekçe ve yöntemlerle dışlanması, hiç de “komplo teorisi” değil, gerçekliktir. Bu görevi üstlenenler, kimi zaman burjuva partilerinin temsilcileri, kimi zaman o partilerin gençlik örgütleri, kimi zaman NGO adı verilen örgütlerin temsilcileridir. MLPD bayrakları yırtılıp koparılmakta, ateşe verilmekte, veya MLPD üyeleri dövülüp yıkılmakta, MLPD demokratik hak ve özgürlüklerden yoksun bırakılmakta, üyelerine polis saldırtılmaktadır. Bu zatlar, kin ve nefret dolu antikomünist kışkırtıcı yazıların çıkarılmasından, birçok kentte şiddet kullanılarak saldırı tertip edilmesinden, çirkin iftira kampanyalarının yürütülmesinden, bir dizi şimdiye kadarki ilerici eylem birliğinin bölünmesinden sorumludurlar. Sonuç olarak, önde gelen Alman tekellerinin ve “Verfassungsschutz” adlı gizli servisin Haziran 2019’da düzenledikleri “Güvenlik Toplantısı”ndan çıkarılan talimatı yerine getiriyorlar: “aşırılara çizilmiş sınırın ortadan kalkmasını” engellemek (bunu ‘devrimcilerin kitleler içindeki etkisini engellemek’ olarak oku). Tasfiyeciler bunları kendi görevleri olarak görüp bilinçli olarak mı “yerine getiriyorlar”, yoksa antikomünizmin kışkırtmalarına alet mi oldular? Bunun cevabını bizzat kendileri vermelidirler.
7. Bu zatlar, yıkıcı faaliyetlerini yerine getirebilmek için dünya görüşlerine dayanan bir dizi meşrulaştırıcı gerekçe gösteriyor ve pratikte aynı yönde davranıyorlar. “Partiler ve bayrakları olmamalı” sloganı, “ideolojisizlik” tezinin toplumsal hareketlerde pratiğe uygulanmasıdır. Egemenlerin çoktandır kullandıkları ve günümüzde yanlış yere örneğin “Fridays for Future” hareketine katılan tüm gençlerin isteğine uygunmuş gibi gösterdikleri bu efsaneyi daha Lenin şöyle nitelendiriyordu: “Burjuva toplumunda ‘partisizlik’ kelimesi, karnı tok efendiler partisine, egemenler partisine, sömürücüler partisine üye olmanın ikiyüzlü, örtmeceli, pasif ifadesinden başka bir şey değildir.” Marksist-leninistlere yönelik uzaklaştırma kararları verilip uygulamaya konulmakta ve sosyalizm demagojik bir şekilde faşizmle eşit tutulmaktadır.
8. “Antideutsche” (‘Alman Karşıtları’), anarşist ve troçkist gruplar gibi “solcu” farz edilen gruplar, – kimi yerde polisle, kimi yerde sağ sendika liderleriyle, kimi yerde burjuva politikacılarıyla birlikte – burjuva-antikomünist diktelerini şiddet kullanarak gerçekleştirme işini kendilerine vazife edinmektedirler. MLPD açık ve net bir şekilde şunu belirtmektedir: Egemenler için yardakçılık yapan herkes, kırmızı çizgiyi aşar! Kim ki saldırganca egemenlerin MLPD’ye yönelik antikomünizmini dayatmaya çalışıyorsa, sol hareketin saflarında yer alamaz, ilerici hareketten çekip gitmelidir! “Birlik kuramaz” olan MLPD değildir; nerede bu gibi bölücüler aktif oluyorsa ancak orada birliğin içinde ihtilaf, bölünme ve tahribat yaşanır. MLPD’nin uymadığı iddia edilen sözümona “sözleşmeler”, bayrak açma yasağı gibi istisnasız gerici antikomünist diktalardır. MLPD bu tür “sözleşmeleri” hiçbir zaman kabul etmemiştir; dolayısıyla onlar ne konsensüslerin bir parçasıydı ne de demokratik yoldan yetkilendirilmiş örgüt veya kurullar tarafından verilen kararlardı. MLPD açık ve net bir şekilde belirtmektedir: Antikomünizm temelinde etkinlik gösteren birliklerle işbirliği yapmayacağız.
9. Almanya’da Hitler faşizmi döneminden sonra elde edilen demokratik hak ve özgürlükler için özellikle komünistler ön saflarda mücadele etmişlerdi. Biz bu hak ve özgürlükleri savunmaya devam edeceğiz; bunun için bütün başka çözüm imkanları sonuçsuz kaldıysa kanun yoluna da başvuracağız. Kim ki MLPD’ye alenen yıkıcı bir şekilde saldırıyorsa, suç oluşturan yöntemlerle MLPD’ye karşı egemenlerin kirli işlerini yapıyorsa, kamuoyu önünde hesap vermeğe zorlanmasından bizzat kendisi sorumludur. Kim ki mahkemeye başvurana “Sen devlet mekanizmasıyla işbirliği yapıyorsun” diyorsa Karl Marx’ın Carl Vogt adlı birine ve Nationalzeitung gazetesine karşı dava açmasına da “Devlet mekanizmasıyla işbirliği yaptı” demesi gerekir. Aslında bu gülünç bir şey. Üstüne üstlük Lenin’in söylediklerine düşüyor: “Marksistler, mevcut devletten yararlanarak proletaryanın devrime hazırlanmasını isterler; anarşistler bunu reddeder.“ Ayrıca diyebiliriz ki MLPD’nin mahkemelerde elde ettiği başarılar bütün demokratik hareketin yararınadır: Artık Björn Höcke, Sven Liebig ve başka faşistlere herkes “faşist” diyebilir. Baskıcı yöntemlere başvuran polis memurlarına hadleri bildiriliyor, yürüyüşlerde komünist bayrakları ve amblemleri gösterme hakkı dayatılıyor. Burjuva devletinden hayali şeyler beklemeksizin, demokratik hak ve özgürlükleri savunup mücadele yoluyla elde etmek gerekir.
10. Antikomünizm – modern kılıklı olarak, açık gerici olarak veya “sol”muş gibi görünse dahi – yine antikomünizmdir. “Antikomünist değilim, sadece MLPD’ye karşıyım” diyerek kendilerini haklı göstermeye çalışanlar, sözde “Verfassungsschutz” adı verilen gizli servisten faşistlere kadar birçok aşırı gerici güçlerin savunduğu “MLPD’ye karşı her şey mübahtır” sloganını bizzat kendisi de savunur. Hanau’daki olaylar karşısında burjuva politikacılarından “Sağ ve solun eşit tutulmasını bırakın, solcuları değil faşistleri kararlı bir şekilde kovuşturun” diye talep etmek ve aynı zamanda esas saldırısını antikomünist bir tutumla MLPD’ye yönexltmek, yalancılıktır. Bu durumda herkes, hangi tarafı tutacağını karar vermelidir!
11. MLPD “Antikomünizme fırsat verme!” hareketini başlatmıştır. Gittikçe daha çok insan, antikomünist baskı ve dışlamaları kabul etmiyor. Sağ ve solun eşit tutulması bazı burjuva politikacılarının gözünde bile artık savunulamaz olmuştur. Kitlelerdeki ruh halinin ilerici değişimine taviz vermek zorunda kalıyorlar. Onlar, bununla MLPD için sınır çizerken, Linke partisinin kapitalist sisteme tamamen uymuş Bodo Ramelow gibi temsilcilerine yağcılık yapmak istiyorlar. Kim ki politikanın sağa doğru gelişmesine karşı tutarlı olarak mücadele etmek istiyorsa, kim ki faşizm ve savaşa karşı güçlü bir birleşik cephe inşa etmek istiyorsa, kim ki çevreyi tahrip edilmesinden kurtarma mücadelesini ve işletme ve sendikalardaki mücadeleyi güçlendirmek istiyorsa, antikomünizme ve onun saldırgan tasfiyeciliğine karşı da mücadele etmeli ve onun bozucu etkisinin bizzat üstesinden gelmelidir. Sendika olsun, kadın örgütü olsun, kitlelerin kendi hedeflerini gerçekleştirmek isteyen her özörgütlenme antikomünist baskıcı engellerden kurtulmalıdır.
“Antikomünizme fırsat verme” hareketine sen de katıl!
Toplumsal hareketler içinde antikomünist bölücülere fırsat verilmemeli!
MLPD ile gençlik örgütü REBELL’i güçlendir!
Sağcı gelişmeye, faşizme ve savaşa karşı Enternasyonalist Birlik’i güçlü bir birleşik cephe olarak güçlendir!
Kamuoyu ve medyada, sosyalizm konusunda MLPD’nin eşit haklarla katılabildiği ve önyargılardan uzak tartışmalar düzenlenmelidir!
Kapitalizmin kriz kaosuna son – gerçek sosyalizm için ileri!